TOPLUMSAL ÖNYARGILARI YIKACAK ÖRNEK KAFE
Konya’nın Meram ilçesinde bulunan ve engelli bireylere yönelik
çalışmalarıyla dikkat çeken Gökçem Kafe’nin işletme sahibi Yasemin Devecioğlu, “Biz
balık vermiyoruz, balık tutmayı öğretiyoruz” dedi.
Gökçem Özel Çocuklar Eğitim ve Spor
Kulübü Derneği Başkan Yardımcısı Yasemin Devecioğlu gazetemiz muhabirine
açıklamalarda bulundu. 2010 yılında kurulan
derneğin çalışmalarını gönüllü olarak yaptıklarının altını çizen Devecioğlu,
derneğin amacını şöyle açıkladı: ‘‘ 2010
yılından bugüne amacımız zihinsel yetersizlikten etkilenmiş bireylerin kendi
hayatlarını idame edebileceği duruma getirmektir. Aynı zamanda farkındalık yaratmak, toplumun
önyargılarını ortadan kaldırmaktır.’’ Toplumun, zihin engelli bireylere karşı önyargılarını
yıkmanın kolay olmadığını belirten Devecioğlu, ‘‘ Bu nedenle 2007’den itibaren başlayan
çalışmalarımız daha çok farkındalık ve eğitim amaçlı oldu. Derneğimize bağlı
bir özel eğitim merkezimiz var. Özel eğitim merkezimizde küçük yaş erken çocukluk
döneminden başlayarak, 18 yaşına kadar olan tüm bireyleri eğitim almasıyla
ilgili çalışmalar yapıldı. Öğretmen eğitimleri, okul seminerleri, kaynaştırma
eğitimi, doku seminerleri şeklinde devam etti.
Aynı zamanda toplumun bakış açısını değiştirmeyle ilgili sosyal
etkinlikler, farkındalık çalışmaları yapıldı’’ dedi.
‘‘BÜYÜK KAYIP OLARAK BİZE GERİ DÖNÜYOR’’
Devecioğlu, 2013 yılında zihinsel
yetersizlikleri bulunan gençlerin beş yıldızlı bir otel bünyesinde istihdamına
yönelik bir çalışma gerçekleştirdiklerini söyledi. 6 ay boyunca otel bünyesinde zihinsel engelli
öğrencilerin kurs aldıklarını ifade eden Devecioğlu, yapılan çalışmayı ise şu
şekilde açıkladı: ‘‘Her bir öğrenciye
bir özel eğitimci eşliğinde eğitim verildi.
6 ayın sonunda gençlerimiz bağımsızlaştı. 3 tane özel gencimiz normal
kadrodan orada istihdam edildi. ‘’ Çalışma sürecinde farklı sorunlarla
karşılaştıklarını dile getiren Devecioğlu şöyle devam etti: ‘‘Personellerin sıkça değişmesi sorunlardan
biriydi. Onların yeterliliklerini sağlayabilmek için, hizmet için eğitim
veriyorsunuz, geliştiriyorsunuz. 2 gün sonra ayrılıyor. Sil baştan başlamak durumunda kalıyorsunuz. Çocukların
o eğitim süreci yani gelişim sürecinde bu oldukça büyük bir kayıp olarak bize geri
dönüyordu.’’
‘‘İŞLETME OLARAK İLK VE TEK MODELİZ’’
Yasemin Devecioğlu, otel
işletmelerinde yaşanan sorunların zihinsel engelli öğrencilerin gelişim ve
mesleki eğitim süreçlerini olumsuz etkilemesinden kaynaklı olarak böyle bir
işletme açma yoluna gittiklerini açıkladı.
Türkiye’de henüz bu tarz
işletmelerin gelişmediğinin altını çizen Devecioğlu, “Ülkemizde hatta 58 İslam
ülkesi içinde ilk ve tek model olarak korumalı iş yerimizi açtık. Korumalı
işyerinin şartları ise diğer normal işletmelere göre farklılık arz ediyor. Böyle
olunca rekabet ortamında ticari anlamda geride kalıyorsunuz ve bu şekilde
ayakta kalmanız çok zor’’ yorumunda bulundu.
İşletmenin Down Sendromlu gençlere
kazandırdığı faydalar hakkında ise Devecioğlu ‘‘Başta gençler sosyal ve
toplumsal anlamda inanılmaz geliştiler. Kendi başına bağımsız halde idare eder
duruma geldiler. Kendi haklarını savunur hale geldiler ve mesleki eğitim
kazandılar. Bu da sosyal yaşantı içinde bağımsız hareket etmelerine sebep oldu.’’
dedi.
‘‘ Ailelerine bağımlı değil de
kendi başlarına ayakta durabilecek duruma geldiler’’ diyen Devecioğlu sözlerine
şöyle devam etti: ‘‘Yani ailelerin Biz öldükten sonra ne olacak” sorusuna bir
cevap oluşturdular. Toplum anlamında da çok farklı gelişmeler oldu. Buraya
gelip işte çocuğa gencimize elini uzatıp “merhaba” demeye korkan insanlar artık
onlarla arkadaş olmaya başladılar. Atil durumda, hiçbir işe yaramayan engelli,
devletin bile destek olduğu, bakımını üstlendiği kişi artık üretken bir bireye
dönüştü. Zaten sizler ve bizler ne için eğitim alıyoruz. Özgürleşebilmek için.
Kimseye bağımlı olmadan yaşayabilmek için ve gençlerimiz artık yavaş yavaş
özgürleşmeye başladılar. ‘’
DESTEK İÇİN BİR ÇAY
Ticari şartların çok ağır olduğunu
fakat zihinsel engelli gençlerin topluma kazandırılması adına çağrıda bulunan Devecioğlu,
‘‘ Biz burada bir model oluşturduk. Fakat hala önyargılarla boğuşuyoruz. Bu gençler için istihdam alanı yaratmak
amacımız zaten’’ dedi ve ekledi: ‘‘Hani bu modeller belki insanlara umut verip
genişletilebilir. Şuan Aile Sosyal Politikaların gözleri bizim üzerimizde. Ne
yapacağız diye bekliyorlar. Bizlerde başarabiliriz inşallah. Mesela Karatay
Üniversitesi dersinin birisini burada yaptı. Bizim şehrimiz üniversite şehri
istediği kadar bölüm var. Belki biri yapabiliyorsa hepsi yapabilir. Yani hiçbir
şey kaybettirmez burada bir çay içmek insanlara. Biz balık vermiyoruz, balık
tutmayı öğretiyoruz.’’
Yorumlar
Yorum Gönder